Skip to main content

Kitabın Öyküsü ve İçeriği

Kitabı yazarken zor bir süreçten geçtik. En büyük zorluk ayrı kentlerde yaşıyor olmamız ve covid-19 salgın koşulları nedeniyle bir araya gelemememizdi. Yüz yüze çok az görüşebildik. Söyleşilerimizin hemen hemen tamamına yakınını telefon ile veya internet üzerinden görüntülü gerçekleştirmek zorunda kaldık. Aynı nedenlerle dönemin tanıkları ile yüz yüze görüşebilme olanağı da çok bulamadım. Diğer bir dezavantaj, döneme dair hayatta çok az kişinin kalmasıydı. Dolayısı ile kimi olayları teyit ettirebilme olanağını çok az yakaladım. Bu yönüyle bir hayli zor çalışma oldu diyebiliriz.

Söyleşimizin başlangıcındaki önemli sorunlardan biri de CHP hakkındaki bilgimin yüzeysel ve sınırlı olmasıydı. Neleri konuşmamız, hangi soruları sormam gerektiği konusunda zorluk yaşadım. CHP üzerine araştırmaya ve ulaşabildiğim ne varsa okumaya başlamamla birlikte söyleşide biraz daha hızlı ilerleyebildik.

Bu söyleşide sadece sorunlar değil avantajlarım da vardı. Orhan Akbulut’un gençlik yıllarından başlayarak yer aldığı örgütlerin çıkardığı yayınlara kolaylıkla ulaşabildim. Örneğin, Ziraat Mühendisleri Odası’nın (ZMO) çıkarmış olduğu kitaplardan, çalışma raporlarından çok yararlandım. CHP tarihi ile ilgili kitap ve belgelerin varlığı da işimi büyük ölçüde kolaylaştırdı. Nutuk, CHP Tarihi ve CHP’nin Yeniden Açılış Öyküsü kitaplarından çok yararlandım.

En önemli rahatlığım ise deyim yerindeyse, sırtımda yumurta küfesinin olmayışıydı. Ne de olsa CHP’nin dışında birisiydim!

Daha söyleşinin başlangıcında, Orhan dayım ile farklı düşündüğümüz şeyler üzerinde konuşmama ve polemiğe girmeme konusunda anlaştık. Dolayısıyla bu alanlara hemen hiç girmedik ve bu nedenlerle tartışmadık. Zira siyasal olarak dünyaya hiçbir zaman aynı pencereden bakmamıştık. Çocukluğumdan itibaren kendimi devrimci, sosyalist olarak tanımlıyorum ve sınıf mücadelesine inanan biriyim. Dayım ise bana göre her zaman -insan yönü bir tarafa- “nihayetinde bir CHP’liydi.”

Kitabın İçeriği

Orhan Akbulut ilk başlarda çalışmanın, sadece biyografi ve kimi olayların anlatılması ile sınırlı kalması konusunda ısrarcıydı. Sürece, kişilere dair olumsuz düşüncelerini dile getirmekten hep kaçındı.

Yapılan eksikliklere ve hatalara hiç girmek istemedi. Israrlarım ve tuzak sorularımla yavaş yavaş eleştirilerini anlatmaya başladı. Anılarını anlatırken bir yandan da (çoğu kez o anıların siyasetle iç içe geçmiş olmasını fark etmeden) düşüncelerini aktarmaya başladı. Başlangıçta sadece Orhan Akbulut’un biyografisi olarak düşündüğümüz kitap kaçınılmaz olarak CHP’nin dünü, bugünü, geleceği üzerine düşünce ve görüşlerin de dile getirildiği bir çalışmaya dönüştü.

Uzun süren siyasi yaşamı boyunca pek çok olaya tanıklık etmişti ve pek çok kişiyi tanıyordu. Ancak kitapta yer alanlar, bildiklerinin ve anlatabileceklerinin çok az bir kısmını kapsamakta. Çok ısrar etmeme rağmen, anlatabileceği birçok olayı hiç anlatmadı. Neden diye sorduğumda, her defasında “Bende kalsın, ısrar etme!” diye yanıtladı. Anlattığı kimi olayların yazılmasını ise hiç istemedi.

Söyleşilerimiz ve araştırmalarım sırasında yaşamında kimi noktalarda belirsizlikler olduğunu fark ettim. Bu belirsizlikleri kitabı okuduğunuzda göreceksiniz. Birkaç kez sormama rağmen net yanıtlar vermedi. Belirsizlikler konusunda tam olarak aydınlandığımı ya da ikna olduğumu söyleyemeyeceğim.

***Kitap istekleriniz için lütfen iletişime geçiniz: Metehan Akbulut, GSM: 0535.7777 337, E-posta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

  • İzlenme: 945